Şarköy çiftlik eski mağaza
Şarköy Çiftlik eski mağaza

Şarköy Çiftlik Yöresel Ürünler

ALIŞVERİŞE BAŞLA

Şarköy bu hafta popüler ürünler

Tereyağı

Tereyağı

37 değerlendirme
Salamura yaprak

Salamura yaprak

45 değerlendirme
Sucuk

Sucuk

26 değerlendirme
Fındık

Fındık

4 değerlendirme
Defalarca alışveriş yapıyorum
Burak Seçkin U. 21.11.2023
Zeytinyağı aldım, memnun kaldım.
Çok beğeniyorum
Mert küçük 22.11.2023
Çok ilgililer
features256 Bit SSL ile güvende alışverişŞifreli ve korumalı
features1500₺ ve üzeri siparişlerde kargo bedavaSağlam gönderim
features10 iş günü içerisinde iadeMüşteriyi üzmeyiz

Şarköy

Şarköy, Türkiye'nin Marmara Bölgesi'nde bulunan Tekirdağ iline bağlı, merkeze yaklaşık 50 kilometre uzaklıktadır. İlçenin Marmara Denizi'ne kıyısı bulunmaktadır ve sahil turizmi açısından önemli bir potansiyele sahiptir.

Şarköy, tarihi ve doğal güzellikleriyle tanınır. Sahilindeki plajları, temiz denizi ve güneşli iklimiyle yaz aylarında turistlerin yoğun ilgisini çeker. Ayrıca, zeytinlikleri ve üzüm bağlarıyla da ünlüdür.

Şarap üretimi de bölgede önemli bir ekonomik faaliyettir. Tarihi açıdan, Şarköy ve çevresinde birçok antik kalıntı bulunmaktadır. Bu kalıntılar, bölgenin eski çağlardan günümüze kadar olan zengin tarihini yansıtır.
Şarköy, aynı zamanda yöresel lezzetleriyle de tanınır. Özellikle deniz ürünleri ve şarap kültürü burada oldukça önemlidir. Turistik aktivitelerin yanı sıra, doğa yürüyüşleri, bisiklet turları ve zeytin hasat etkinlikleri gibi doğal aktiviteler de ilçede popülerdir.

Kısacası, Şarköy, doğal güzellikleri, tarihi dokusu ve yöresel lezzetleriyle ziyaretçilere keyifli bir deneyim sunan güzel bir Marmara ilçesidir.Şarköy Çiftlik doğadan gelen lezzettir...

Zeytin sağlıklı yaşam için bulunmaz nimet. Doğal, kaliteli ve yetiştiği yerlerden zeytin almak zorlaşıyor. İnsanlar lezzetli ve sağlıklı ürünlere talep gösteriyor. Bu ihtiyacı dikkate alan Tekirdağ firması Şarköy Çiftlik, websitesinden tüm Türkiye’ye uygun fiyat ve ücretsiz kargo ile ürün gönderiyor. Kalite ve güvenilir zeytinyağı bulmak zor... Günümüzde bilinçli tüketiciler, margarin ve katı yağlardan, en sağlıklı yağa zeytinyağına geçiş yapıyor. Kalp ve damar dostu olan zeytinyağı ömrünüzü uzatıyor.

Gıda hilelerinin çok yoğun olduğu zeytinyağı sektöründe güvenilir markalardan almak gerekiyor. Gıda bakanlığından üretim izinleriyle Şarköy Çiftlik 2000 yılından beri yöresinin zeytinlerini sofralık zeytinlere ve  zeytinyağına dönüştürüyor. Erken hasat soğuk sıkım teknikleri ile dünya klasmanında zeytinyağı üretiliyor. Modern ambalajlar ile size sunuluyor. Organik ve doğal ürünler yöresel ürünlerin ne kadar lezzetli oldukları herkes tarafından biliniyor. 

Şarköy Neyi ile Meşhur?

Şarköy, üzümü, zeytini, zeytinyağı ve şarabı ile meşhurdur. Şarköy, Türkiye'de Marmara Bölgesi'nde bulunan ve özellikle üzüm bağlarıyla tanınan bir kasabadır. Marmara Denizi kıyısında yer alan Şarköy, üzüm yetiştiriciliği ve bağcılığıyla ünlüdür. Özellikle şarap üretimi için kullanılan üzümler burada yetiştirilir. Şarköy şarapları Türkiye'de ve uluslararası piyasalarda da bilinmektedir. Ayrıca, kasaba tarihi ve doğal güzellikleriyle de dikkat çeker.

Şarköy Deniz Nasıl?

Geniş kum sahillerine sahip Şarköy'ün denizi,mavi bayraklı plaj almaya hak kazanmıştır.

Şarköy Havası Temiz mi?

Şarköy havası rüzgarlıdır. Bu nedenle hava hep değiştiği için temizdir.

Şarköy Denizi Marmara mı?

Şarköy'ün denize girebilecek tüm sahilleri Marmara Denizi kıyısındadır. Marmara Denizi' nin en uzun sahili burada bulunur.

Şarköy'den Ne alınır?

İnternet sitemizden Şarköy zeytinyağı, tereyağı, keçi peyniri ve eski kaşar peyniri alabilirsiniz.

Şarköy Nüfusu Ne kadar?

2021 sayımına göre Şarköy Merkez nüfusu 33062 kişidir.

Şarköy Coğrafyası

Şarköy ,Tekirdağ il merkezinin güneybatısında Marmara Denizi kıyısında kurulmuş şirin bir kasabadır. Tekirdağ Malkara yolunu karıştıran mevkiisine 38 kilometre, Malkara kasabasından 48 kilometre, Tekirdağ il merkezinden stabilize yol ile 68 kilometre ve karayolu ile 93 kilometredir. İlçenin alanı 481 kilometre kare olup ilçe nüfuslu köyleriyle birlikte 38.000 civarındadır.

Trakya ve Kocaeli denizin bir kısmını kapladığından yüzeysel şekiller karşımıza çıkmaktadır. Yüzeysel şekillerde karşımıza çıkan gençleşme pliyosen sonucu ve dördüncü zaman başlangıcındaki yer değişimleri ile birlikte oluşmuştur. Şarköy ve Mürefte'de Ganos dağları hakim olup 945 metre yüksekliği olmasına rağmen, deniz kıyısından ani itibaren yükselme gösterdiğinden, ulu bir dağ görünümü arz etmektedir. Şarköy ve Mürefte ilçesinde dördüncü zamanda Ege kıtasının çökmesi sebebiyle Anadolu ve Trakya deniz seviyesinden itibaren yükselmeye başlamış Ege, Marmara ve Karadeniz alçaldığından, yöre bir çanak şeklini almıştır.

Birer eski vadi olan boğazları ve Marmara'yı sular kaplayarak bugünkü Tekirdağ ve ilçeleri oluşmuştur. Marmara çukurları ile Ganos Körfezi arasında Muratlı ve Çorlu'dan başlayarak güney batıya uzanan üç kırık çizgi yani fay bulunmaktadır. Bundan dolayı Şarköy, Mürefte ve Tekirdağ Türkiye'nin deprem hassas bölgelerinden biri olup, MTA enstitüsü tarafından birinci derecede deprem bölgesi ilan edilmiştir.


Şarköy ve Mürefte’de sık sık sarsıntılar rastlanmaktadır. 1985 yılı yaz ayının kurak geçmesi ve yeraltı sularının mart ve temmuz ayları içinde normal seviyeden 1 metre aşağıya düşmesi ve bölgede aşırı susuzluk çekilmesi 1912 ve 1928 depremlerini yeniden olacağı endişesini yaratmaktadır.

Şarköy ve Mürefte’de, bitki örtüsü olarak ormanlık bir bölge yapısını göstermektedir. Ancak bölgenin orman görünümü altında %80'i bodur ağaçlardır. Ciddi bir ağaçlandırma ve ormanlaştırma çalışmalarını gerektirmektedir.

Şarköy Kıyı ve Ovaları

Şarköy'e uzanan şeridin Ganos Dağı kıyısı dışında kalan kısımları hızlı bir değişime uğramıştır. Bu kıyılarda dere yataklarının ağzında ovalar oluşmuştur. Şarköy ovası da böyle meydana gelmiştir. Tekirdağ Ganos Dağı’nın güney eteklerinden Hoşköy ve Kızılcaterzi’ye kadar uzanan Şarköy ovası çok verimli bir ovadır. Bu ovanın gerisinde taraçalar halinde uzanan kademeli düzlükler mevcuttur.

Liman olarak tabii bir liman değildir. Her türlü rüzgarı aldığından kıyıdaki her türlü yaşam etkilenmektedir.

Şarköy'ün Marmara Denizi Kıyısı

Şarköy’ün Marmara Denizi’ne kıyısı vardır. 18. yüzyılda Marmara Adası'nda çıkan mermer dolayısı ile bu iç denize Marmara denmiştir. Marmara'nın genişliği 113552 metredir. Boyu Gelibolu-İzmit arası 288 kilometre genişliği ise Tekirdağ-Erdek arasında 79 kilometredir.

Marmara Denizi'nde, İzmit'i Gaziköye bağlayan kırık hattı üzerinde 3 büyük çukur vardır.

Bunlardan biri İzmit Körfezi'nde, diğer ikisi Marmara Ereğlisi ve Kumbağ yöresindedir. Derinlikleri sırasıyla 1207,1355,1070 metredir. Kumbağ'dan itibaren birden derinleşir ve Ganos körfezine kadar devam eder. Deniz bitkileri ve hayvanları bakımından oldukça zengindir. Marmara Ereğlisi burnunun batısında ve denize çok yakındır. Taşıtlar için oldukça tehlikelidir.

İki kayalık yer ise Tekirdağ ve Barbaros arasında olup 5-10 metre kadar kıyıdan uzaktadır ve kıyıya paraleldir. Kayalar ile deniz arasında 30 metre 70 santim derinlikte bir kumsal deniz şeridi vardır. Kayaların temeli, dirençli ve tortul taşlardan meydana geldiğinden üzerleri kabuklu deniz hayvanlarının tutulması sebebiyle yüzyıllar boyunca kalınlaşmıştır.

Marmara Denizi'nin yüzeyinde ortalama sıcaklık 16 derecedir. 200 metre aşağıda 14,2 derecedir. Yaz aylarında bu sıcaklık 25 dereceye kadar çıkar. Tuzluluk oranı dipte %0,0385 olduğundan yüzeyin tuzsuz olması Karadeniz'in tuzlu olmasına neden olmuştur. Karadeniz akıntılara neden olduğundan Marmara Adası civarında ters akıntı görülmektedir. Akıntı belirgin bir vaziyette görüldüğünden Marmara'da seyreden ufak tonajlı tekneler dikkatli olmak zorundadırlar.

Şarköy'ün İklimi

Şarköy ve Mürefte genel nemlilik indekslerinde Tekirdağ ili gibi yarı nemli iklim tipine sahiptir. Yağış rejimi bakımından Akdeniz ikliminin karakteristik özelliklerini taşımaktadır. Yazın oldukça yağışsız ama kışın yağışlıdır. Kış ayları ılık geçtiğinden kar yağışı olsa bile kıyı kesimlerinde yerleri kar tutmaz veya çabuk erir. Bu yağış ve iklim özelliklerinden dolayı bağcılık ve zeytincilik çok gelişmiştir.

Şarköy'de Esen Rüzgarlar

Şarköy ilçesi ve civarı yazın büyük bir bölümünde rüzgarlıdır. Hakim ve sürekli rüzgar poyraz ve lodostur. Fakat bu rüzgarlar Tekirdağ'da da olduğu gibi şiddetli esmediğinden turizm açısından Şarköy büyük bir aşama yapmıştır. Basınç azaldığında poyraz rüzgarı sadece gündüzleri eser, böylelikle meltem karakterini taşır. Yılın esintisiz ayları özellikle Nisan ve Eylül aylarıdır.

Şarköy'deki Akarsular

Şarköy'deki akarsular yazın tamamen kururlar ve yazın yağış olmaması sebebiyle tüm derelerde su bulunmaz. Şarköy yeraltı suları bakımından oldukça zengindir. Çarşı caminin bulunduğu kesimden sahile kadar devam eden yolun altı tamamen sudur. Ancak Şarköy ilçesi içme ve kullanma suyu bakımından son yıllarda tabiri caizse kerbela'yı hatırlatmasına rağmen bu yeraltı sularından ancak az miktarda pompalarla faydalanılmaktadır.

Şarköy tarihi

Milattan önce 2000 yılı sıralarında Orta ve Güneydoğu Avrupa ile Orta Asya büyük bir olasılıkla bugünkünden daha sıcak daha nemli ve daha ormanlıktı. Dünyanın bu bölgelerinde nordik dediğimiz ırklardan ve çoğu beyaz tenli ve mavi gözlü insanların oluşturduğu kabilelere dolaşıyordu. Bunlar birbirleri ile sıkı ilişkide oluyorlardı. Konuştukları dillerde renderman'dan Hazar denizi'ne kadar tek bir dilin türü lehçeleridir. O dönemde sayıca çok olmaları gereken bu insanların varlığından ne hammurabinin yasalarının çıkarmaya uğraştığı Babil'de, ne de o günlerde yabancı istilasının acısının tadan eski ve işlenmiş bir toprak olan Mısır'da kimsenin haberi vardı.

Nordikler, sonraları dünya tarihinde çok önemli bir rol oynamaya adaydılar. Otlaklarda ve orman seyreltik yerinde yaşayan bu insanların başlangıçta atları yoktu. Davarları vardı sadece. Tunçtan aletler kullanan bu insanlar bir gün milattan önce 1500 sıralarında demir kullanmayı öğrendiler. Toplumsal yaşamları Akdeniz, Ege ve Anadolu kıyılarındaki yerleşik insanların gibi bir tapınak çevresinde toplanmayıp önderleri de rahip değildi.


Dinsel düzen yerine bir soyluluk düzeni egemendi ve başlarında soyluların sülaleleri önderlik ediyordu. Uygarlıkla ilişkiye girene dek yazıları yoktu, göçlerini şenliklerle canlandırırlardı. 2 bin yılda Trakların işgali altında bulunan Balkan yarımadasına güneybatı bölgelerine İliryalıların girmeleri üzerine, yerlerinden edilen bazı Trak kabileleri, boğaz üzerinden Anadolu'ya geçerek, bu ülkenin batısını ve kuzeyinde oturan bazı savaşçı kavimlerin kendilerine katılması ile günden güne büyüyen bir çığ gibi Hitit devletine saldırmışlar, kent ve kasabaları yakıp yıkarak bu devlete ortadan kaldırmışlardı. Yanı sıra, Anadolu'nun etnik ve toplumsal yapısında değiştirmişlerdir. Milattan önce 1190 yılından sonra hititlerden ortalıkta eser bırakmamışlardır. Balkanların Osmanlılar tarafından zapt edilmesine kadar Trakların hakimiyetine devamlı aralıklarla görmekteyiz. Frigyalılar, Persler, Hunlar, Macarlar, Peçenekler, Avarlar ırk ve medeniyet olarak Trakya'da hakimiyet kurmuşlar ise de, Nordik dediğimiz esas Trakların mavi gözlü beyaz tenli ırklarına bu bölgeden atamamışlardır. Bu ırk bilahare Yunan ırkının özünün temsil ettiğinden Osmanlıların Balkanları almasına kadar varlığını sürdürmüştür.


Tarih öncesinden beri iskan edilen Şarköy ve Mürefte toprakları Anadolu'da güçlü bir imparatorluk kuran Hititlerin, Marmara'nın ötesine geçememeleri yüzünden bu devletin dışında kalmışlardır. Milattan önce 1200 tarihinde Frigler bu topraklardan ve Marmara'dan geçip Anadolu'ya gitmişler ve devlet kurmuşlardır. Trakya'ya adını veren Traklar ve kurdukları krallık uzun müddet bu bölgeyi içlerine katmıştır. Yunan kültür ve medeniyeti erken zamanlarında Gelibolu, Şarköy ve Mürefte yayılarak Tekirdağ topraklarından İstanbul'a kadar uzanmıştır. Milattan önce 6. asrın sonlarında Pers şahı Dara, Trakya ile birlikte Tekirdağ Mürefte ve Gelibolu'yu İran İmparatorluğu'na katmıştır. İranlılar geri çekildikten sonra Atina'nın nüfuzu hissedilmeye başlanmış, sonra da Makedonya krallığının hakimiyeti başlamıştır. İyonlar çağından beri buralara yerleşen Yunanlılar Marmara sahillerini ilk olarak Mürefte, Eriklice ve Şarköy'ü kurmuşlardır. Tarihi kaynaklardan edindiğimiz bilgilerden yerleşim bölgesi olarak Şarköy ve Mürefte’nin kuruluşu ile edinebildiğimiz bilgi bu kadardır. Yunanlılar site liman olarak kurdukları bu yerleşim bölgeleri tarihin akışı içerisinde yapılan tüm savaşlarda önemli kilit noktaları olmuş ve savaşların sonucunu daima değiştirmiştir. Bu kurulan site limanlar sadece savaşlar için ticaret yolu görevini yüklendiğinden Şarköy ve Mürefte'nin tarihi içerisinde medeniyetle ilgili olarak bir gelişme göstermediği sadece ticaret merkezleri olduğunu ayrıca vurgulamak gerekir. Yunanlıların istilasından sonra bu iki kentimizde Roma imparatorluğu'nun izlerini görmekteyiz. Milattan sonra 46'da Roma bu bölgeyi kesin olarak fethetmiş, milattan sonra 395 yılında ikiye ayrılması sebebi ile de alkanlarla beraber bu bölge Doğu Roma imparatorluğu emrine kalmıştır.

Milattan sonra Şarköy

1000 yıla yakın Bizans imparatorluğu emrinde kalan Şarköy ve civarı zaman zaman balkanlardan gelen akınlara uğramış; ayrıca Orta ve Doğu Avrupa'dan gelen istilacılar bu bölgemizi ve tüm Trakya'yı yağmalamışlardır. Bu yağmacıların çoğu Türk kavimleridir. 5. yüzyılda Atilla'nın hunları, sonra Orta Avrupa'da onların yerine geçen Avarlar, sonraki yüzyıllarda Doğu Avrupa'dan, Karadeniz kuzeyinden gelen Türk kavimleri, bilhassa Peçenekler, buralara kadar akınlarını uzatmışlardır.


Uzun zamandan beri çeşitli fırsatlarla Rumeli'ye ayak basmayı amaçlayan Orhan Gazi'nin büyük oğlu ve başkumandan Rumeli Fatih'i veliaht şehzade Gazi Süleyman Paşa 1354 tarihinde Gelibolu'yu aldıktan sonra Şarköy ve Mürefte'yi alamadan fütuhatını bugünkü Tekirdağ topraklarını uzatmıştır.

1356 tarihinde ani ölümünden az önce Şarköy'ü ve Malkara'yı fethetmiştir. Kardeşi Gazi Murat Bey de Tekirdağ ile Çorlu'yu ertesi yıl almıştır. Süleyman Paşa'nın ölümünden sonra Bizanslılar buralarını geri alsa da. Sultan 1.Murat Hüdavendigar tahta geçer geçmez yani 1362'nin içinde Şarköy ve Tekirdağ'ı yeniden almıştır. Bu arada aynı yıl Gazi Evrenos Bey, Malkara'yı tekrar fethetmiştir. Bundan sonra Bizanslılar bilhassa Çorlu'yu geri almayı hedef tutmuşlarsa da esas itibariyle bugünkü bütün Tekirdağ toprakları Türklerde kalmıştır. Fetret devrinde Süleyman, Musa, Mustafa Çelebiler sırası ile bütün Rumeli gibi Tekirdağ ve Şarköy'de de hakim olmuşlar, fakat birincisi Sultan Mehmet oğlu Sultan 2.Murat Türk İmparatorluğu'nun bütünlüğünü temin etmeyi başarmışlardır. Bizans'ın 1453'e düşmesinden sonra Şarköy Mürefte ve köyleri tamamen bir iç şehir durumuna gelmiştir.


Osmanlı devlet idaresinde bir yer fethedilirken Anadolu beyliklerinden meslek sahibi fırıncılar, lağımcılar, saraçlar, inşaatçılar, okçular gibi meslek sahipleri ordu ile fetihlere gönderilir ve ordunun ihtiyacı olan malzemeler bu sanatkarlar tarafından karşılanırdı. İşte Türkmen, Yörük, Oğuz, Avşar ve Beydil boylarından gelen müteşekkil bu insanlar 1362 tarihinden sonra Trakya'daki bu bölgelere gelerek yerleşmişler ve zamanımıza kadar da varlıkların devam ettirmişlerdir. Bugün Şarköy hudutları içerisinde yerleşim bölgesi olarak bulunan Mursallı, Yörgüç, Yayaköy, İshaklı, Ulaman ve Kızılcaterzi köylere bu şekilde Anadolu'dan getirilmiş Türk boylarına ait ilk yerleşim bölgeleridir. Bu köylerin giysi ve mutfak eşyalarına yakın tarihe kadar yapılan incelemelerinden Yörük, Türkmen ve Oğuz boylarının etkinlikleri görülmektedir. Yaşayış tarzları ve ahlak anlayışları ile aile bağları tamamen Anadolu'daki Türk boyları ile aynı yapıya sahiptir. ancak uzun zaman Rumlar, Ermeniler ve Yahudilerle hiçbir şey yaşayan bu boylardan bazıları tarihin akışı içerisinde bazı değişikliklere uğramıştır, ataerkil bir aile yapısına sahipken yukarıda belirttiğimiz etkenler sebebiyle aile yapıları değişmeye başlamıştır.


Osmanlı İmparatorluğu çağında bugünkü Tekirdağ ve ilçeleri şimdi Kırklareli'nde bulunan Vize'ye bağlı bir sancak teşkil etmiştir. Bu sancak merkezi Sofya olan geniş Rumeli beylerbeyliğinin 26 sancağından birisi Tekirdağ idi. Tekirdağ o zamanki adı ile “Tekfur” da bu şehri bir kaza merkezi olmuş Şarköy ve Mürefte’de buraya daimi bağlı kalmıştı. Tanzimat'tan sonra ve imparatorluğun düşmesine kadar Tekfur Dağı, Edirne vilayetinin altı sancağından birine merkez olmuştur. 1362 tarihinde Tekirdağ ve ilçelerinin tekrar alınmasından sonra bölgelerdeki kaleler yıkılarak yerle bir edilmiştir.

Şarköy' de ekonomik yapı

Şarköy' de bağcılık

Şarköy ilçesinde 35 bin dekar bağ alanı devamlı olarak çiftçi tarafından kullanılmaktadır. Önemli bir tarım ürünü olan üzümün 12 çeşidi yetiştirilmektedir. Şair homeros Trakya şaraplarının bol ve makbul olduğunu, Evliya Çelebi de Tekirdağ'da bir şarap fabrikasının olduğunu kaliteli şarapları imal edildiğini seyahatnamesini özellikle belirtmektedir. Trakya çeşitli istilalara uğradığından eski zamanlarda bağ yerleri tahribe uğramıştır. Osmanlı devrinde de dini taassubun etkisiyle mevcut bağ yerlerinin çoğunu Rum ve Ermeniler tekerlerini almışlardır. Ancak Lozan antlaşması'ndan sonra mübadelerin bölgeye gelmesiyle yetteki bağ yerleri Türklere geçmeye başlamış, 1939 monitör anlaşması'ndan sonra vekaletin yurt dışına kaçması ve gönderilmesi ileride bu yerlere tamamen Türkler yerleşmişlerdir. 1930 tarihinde Tekirdağ bağcılık müessesesi kurulmuştur. Ülkemizin en kaliteli üzümlerine yetiştirildiği bu bölgemizde, yapıncak, cinsault, semillion, gamay, karalahana, alphonse, kardinal, çavuş, kürt, muscat ve hafızali üzümleri yetiştirilmektedir. Kumbağ'dan itibaren şarköy'e kadar uzanan kıyı şeridinde üzüm hasadına temmuz ayında başlanmaktadır. Yöremizde, şaraplık, sofralık, sirkelik veya az miktarda da pekmez ve kurutmalık olmak üzere toplanan üzümler değerlendirilmektedir. Sofralık üzüm çeşitleri: Cardinal üzümü erken olgunlaştığından piyasaya sürülen ilk üzümdür. Özelliği sat beni satarım seni tabiri ile toplanır toplanmaz piyasaya sürülür, bekleme süresi 4-5 gündür. Derhal bozulmaya başlar. Yapılacak üzümü beyaz renkli, Eylül ve Ekim aylarında hasat edilen bir üzüm türüdür. Alphonse üzümü siyah renkli ağustos ayının yarısı ile Eylül ayında toplanan bir üzüm türüdür. Çavuş üzümü ağustos ayının ilk yarısının toplanan lezzetli bir üzüm türüdür. Beyaz renklidir. Muskat (reine des vigne) beyaz renkli olup ağustos ayının ilk yarısında toplanan bir üzüm türüdür. Kürt üzümü yerli çeşit olup Eylül ayında toplanan bir üzüm türüdür.

Şaraplık üzümler: gamay Fransız menşeli, Eylül ayında toplanan çok kaliteli şaraplık bir üzümdür, semilyon üzümü Eylül ayında toplanan beyaz renkli bir üzüm türüdür. Kara lahana siyah renklidir ve Eylül ayına toplanır. Yapılacak üzümü tekirdağ'a Has çok ünlü bir üzümdür beyaz renklidir, sofra üzümü olarak da kullanılır.

Şarköy'de zeytincilik ve meyvecilik

Şarköy ve mürefte yörelerinde yapılan sebzecilik ancak bölgenin ihtiyacını karşılayarak düzeyde yapılan bir çalışmadır. Tüm yeşil sebzeler mevsiminde iklim gereği yetişir. Sera çalışması olarak müreftede yeni bir ünite kurulmuş olup amatörce çalışmadan yavaş yavaş bilimselliğe doğru gelişim göstermektedir. Bu şekilde çalışmaları devam ettiği takdirde turfanlı sebze ihtiyacının büyük bir kısmını karşılayacağı Ümit edilmektedir. Meyvecilikte başlıca kiraz yetiştirilmektedir. Kiraz meyvesi çınarlı-hoşköy-tire gaziköy-tepeköy ve müreftede yıllık ve kalite olarak 1.000 ton civarında yetiştirilmektedir. Azarlaması Trakya ve İstanbul'da yapılmaktadır. Son yıllarda Ziraat odalarının çalışmaları ve üreticinin de zamana uymaları sebebiyle kaliteli kiraz yetiştirilmeye başlamıştır. Ancak kiraz kısa sürede pazarlanması gereken bir meyve olduğundan ulaşım zorlukları dikkate alındığından fazla değerli olma özelliğini gün geçirdikçe kaybetmektedir.

Zeytincilik: yörede birçok zeytin ağacı olmasına rağmen 1985 yılı kış ayının soğuk geçmesi ve ağaçlara zarar vermesi sebebiyle üretici çok zor durumda kalmıştır. Zeytin hiç pazara ihtiyacı olarak siyah kahvaltılık zeytin olarak üretilmektedir. 

İpek böcekçiliği: 1953 yılına kadar göçmenlerin katkıları ile ilerleme gösteren İpek böcekçiliği uni ipek'in çıkması ve pazarlama çalışmalarının bilinçsiz yapılması, gerekli olan tezgahları ve Çırçır fabrikaların olmaması nedeniyle bölgede olumsuz yönde gelişmektedir. Klim şartları ve gerekli olan malzemelerin bulunmasına rağmen Bu bölgedeki İpek böcekçiliğine hükümetler tarafından gerekli önem verilmemesi ve bu tarım dalına büyük darbe vurmuştur.

Şarköy'de avcılık ve avcılık turizmi

Bölgenin en zengin avlanma yeri uçmakdere ve civarıdır. Tüm trakya'dan av sezonunda Avcılar bölgeye gelmektedirler. Ancak turizm bakımından bu bölgenin büyük bir potansiyeli olmasına rağmen maalesef hiçbir çalışma yapılmamış bu önemli döviz kaynağı da Şarköy ve yöresine heva olmuştur. Belediyeler ve kaymakamlık olarak bu özellik dikkate alındığı takdirde her türlü konaklama ve ihtiyaçlara karşılık veren bu bölgede çok önemli bir kaynak yaratılabilir. Çünkü bölge halkının Medeni olması, yabancılara toleranslı ve sevecen davranması, kış aylarında dahi birlik ve beraberliğin iklim nedeniyle devam ettiği bu bölgemiz halkı içinde ayrı bir kazanç kaynağı olacaktır. Bölgemizde Eylül ve Ekim aylarında göçmen kuşlardan bıldırcın çok bulunmaktadır. Üm Trakya ve İstanbullu avcıların istilasına uğrar. Şarköy'ün engebeli arazisi mürefte'nin Tepeköy civarında da Kasım ve Ocak aylarında keklik sürülerine rastlanmaktadır. Ancak bilinçsiz de alındığında nesli tükenme tehlikesiyle karşı karşıyadır. Tavşan soyu tükenmeye başlamıştır. Bir iki sene av yasağı konulduğu takdirde başlı başına bir halk kaynağı olacağı kanaati halk arasında yaygındır. Av turizmi açısından ormanlık bölgelerde yaban domuzu, kurt, tilki çok miktarda bulunmaktadır. Ancak kurtun nesli de tavşan gibi tükenmeye başlamıştır. Bugünkü haliyle Şarköy, mürefte ve bağlı olduğu 26 köy ve Bucak bir orman ve sahilin birleştiği Türkiye'nin özellikle trakya'nın göz bebeğidir. Bu bölgede gerek mülki amirler gerekse mahalli idarelerin katkısı ile milli bir park yapılması ilerki senelerde yapılacak turizme büyük katkılar yapacaktır. “Şarköy ekonomisinde zeytin, üzüm ve arıcılık ön plandadır.